Monkey 47
Monkey 47, etiketi ve şişe tasarımıyla, yüz yıllardır gin dünyasında yer aldığını düşündüren bir karaktere sahip. Oysa ki bu ikonik dry gin, 2008 yılında Almanya’nın Kara Orman bölgesinde doğdu. Hibrit bir üretim yöntemi kullanan Monkey 47, formülündeki baharatlar ve ardıç meyvelerini melas alkolüne ekleyerek belirli bir süre dinlendiriyor, ardından distile ediyor. Son aşamada ise lavanta ve limon gibi botanikleri alkol buharına maruz bırakarak, damakta derin ve sofistike bir tat profili oluşturuyor.
Monkey 47’nin geçmişle bağları yalnızca şişesi, etiketi veya web sitesinde saklı değil. Adını aldığı hikâye de bu bağlantıyı güçlendiriyor. Her şey, 1947 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çalışan Berlin’de başlıyor. İngiliz Hava Kuvvetleri subaylarından Monty Collins, savaş sonrası Berlin Hayvanat Bahçesi’nde görevlendiriliyor. Burada Max adında bir maymuna sponsor olarak onun bakımını üstleniyor. Zamanla Almanya’nın Kara Orman bölgesine hayran kalan Collins, buraya yerleşerek "Vahşi Maymun" adını verdiği bir pansiyon açıyor. Ancak onu asıl ölümsüzleştiren, kısa sürede efsaneleşen gin’i oluyor.
Collins’in gin tutkusu zamanla bölge halkının hafızasına kazınıyor, ancak yıllar içinde bu reçete unutuluyor. Ta ki bir yatırımcı olan Alexander Stein ve damıtım uzmanı Christoph Keller bu hikâyeden etkilenerek efsaneyi yeniden hayata geçirmeye karar verene kadar. Birlikte imbikleri yeniden çalıştırıyor ve Monkey 47’yi bugünkü ikonik formuna kavuşturuyorlar.
Monkey 47’nin şişesindeki yüzük ise rastgele eklenmiş bir detay değil. Eski eczacı şişelerinden ilham alınarak tasarlanan bu detay, markanın geleneksel üretim anlayışına ve nostaljik kimliğine gönderme yapıyor. Aynı zamanda, şişenin kolayca taşınmasını sağlarken, bu şık tasarım dokunuşuyla Monkey 47’yi diğer gin’lerden farklı kılıyor.
Monkey 47’nin başarısı, elbette yalnızca estetik tasarımında saklı değil. İçeriğinde 47 farklı botanik bulunuyor ve bu sayede benzersiz bir lezzet profili sunuyor. Kara Orman menşeli ardıç meyveleri, böğürtlen yaprakları, lavanta, limon kabuğu, meyan kökü, hanımeli ve yaban mersini gibi bileşenler, ona kompleks ve katmanlı bir karakter kazandırıyor. Damakta belirgin bir turunçgil ferahlığı, baharatlı nüanslar ve hafif çiçeksi dokunuşlar hissediliyor. Neat olarak içildiğinde ardıç ve narenciye ön planda, ancak tonik ile birleştiğinde botaniklerin zenginliği daha da ortaya çıkıyor.
Kısa sürede dünya çapında üne kavuşan Monkey 47, hem klasik gin severlerin hem de yeni tatlar keşfetmek isteyenlerin favorisi haline geldi. Savaş sonrası bir hayvanat bahçesinde başlayan hikâyesiyle, eski reçetelerin peşinde koşan iki girişimcinin vizyonuyla ve botanikten oluşan özgün kimliğiyle gin dünyasında kendine özel bir yer edinmeyi başardı.
Yorumlar
Yorum Gönder