İngilizlerin CİN ile Tanışması ve Günümüz Ginine Dönüşü bölüm 3

 Gin, tarihte ilginç bir yolculuğa sahne olmuştur. 1929 yılında uygulamaya konulan bazı düzenlemeler uzun ömürlü olamamış, 1935 yılına gelindiğinde İngiltere’de gin üretimi 6.4 milyon galona ulaşmıştır. Bu rakam, 1943 yılında 8.2 milyon galona yükselmiş ve rekor seviyelere çıkmıştır. Ancak bu rakamlar yalnızca devletin vergilendirdiği üretimi yansıtmaktadır. Kaçak üreticileri, küçük işletmeleri ve evde gin yapanları da hesaba katarsanız, hem üretimin hem de tüketimin uç noktalara ulaştığını tahmin etmek zor olmayacaktır.

Devlet, gin çılgınlığını kontrol altına almak için çeşitli önlemler almıştır. Ancak 1750’lerin sonlarına doğru, İngiltere’de 30 yıl süren bol bereketli bir dönemin ardından, gin tüketimi yavaşlama eğilimine girmiştir. O dönemde alt sınıfın gin’i neredeyse temel bir ihtiyaç gibi görmesi, durumun vahametini ortaya koymaktadır. O kadar ki, bebeklere bile gin verildiği söylenir.

Bu aşırı tüketim, tarım, et, süt ve diğer gıda üreticilerini olumsuz etkilerken, aynı zamanda iş gücünün de düşmesine neden olmuştur. Bu durum hem temel gıda üreticilerini hem de İngiltere’nin sosyal yaşamını derinden sarsmıştır. Devletin gin üreticilerinden aldığı vergiler önemli bir gelir kaynağı oluştururken, bu çelişkili durum, hükümeti zor kararlarla karşı karşıya bırakmıştır. Sağlık uzmanlarının gin’in zararlarına dair yazdığı raporlar bir dönem görmezden gelinse de, 1757-1760 yılları arasında yaşanan tahıl kıtlığı nedeniyle distile alkol üretimi tamamen yasaklanmıştır.

Gin yasaları her çıkarıldığında, büyük protestolara ve ayaklanmalara neden olmuş, bu da devleti yasaları koyarken daha temkinli davranmaya itmiştir. Devletin bizzat gin ticaretinin içinde olması da işin ironik bir başka boyutudur. Özellikle “ayakta içmenin yasaklanması” ve “sağlığa şerefine dememenin” yasaklanması gibi uygulamalar, tarihte ilginç birer anekdot olarak kalmıştır.

1500’lerde doktorlar tarafından bir sağlık ürünü olarak kullanılan ve “iyi çocuk” olarak görülen gin, insanların hırsı ve kötü niyetleri sonucunda bir ilacın nasıl zehre dönüşebileceğinin en bariz örneklerinden biri olmuştur. Zamanında sağlık için önerilen ve doktorların bizzat ürettiği gin, 1700’lerden itibaren sağlık düşmanı ilan edilmiş, aynı doktorlar tarafından zararları dile getirilmiştir.

Bu durumu eğitimlerimde ve yazılarımda şu şekilde anlatırım: Başınız ağrıdığında bir adet ağrı kesici alırsanız ağrınız geçer, ancak on tane alırsanız zehirlenirsiniz. Atalarımız boşuna dememiş, “Her şeyin fazlası zarar.” Gin’in tarihindeki bu dönüşüm de tam olarak bu sözü haklı çıkarır nitelikte.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2024 Yılının Dünyanın En İyi Barlarındaki En Çok Satan Klasik Kokteyller

Clear Kokteyller İçin Pratik Bir Yöntem

Bartenderların buz çağına gidiyoruz part 1