İngilizlerin CİN ile Tanışması ve Günümüz Ginine Dönüşü bölüm 2
1680 yılında İngiltere, Fransa’dan yıllık 2 milyon galon brendi ithal ediyordu. Ancak 1688’de Kral III. William’ın İngiltere tahtına çıkmasıyla birlikte, Fransa Kralı XIV. Louis ile yaşanan siyasi gerilimler, brendi ithalatını zorlaştırdı. Brendiye erişim kısıtlanınca, İngiltere’de alternatif arayışları hız kazandı.
Bu süreçte, William’ın Hollanda’dan ithal ettiği genever popülerleşmeye başladı. Ancak genever, İngiliz damak zevkine uygun değildi ve yerel üreticiler kendi versiyonlarını geliştirmeye karar verdiler. İngiliz damıtıcılar, genever’i adapte ederek gin’i ürettiler. Halk, Hollandalıların “genever” dediği bu içeceği “gin” olarak adlandırmaya başladı.
1690 ile 1720 yılları arasında İngiliz Parlamentosu, Fransız brendisi ve şarap tüketimini azaltmak için yerli damıtılmış alkolleri teşvik eden yasalar çıkardı. Galon başına sadece 2 peni vergi ödeyen herkesin alkol damıtmasına izin veriliyordu. Bu düzenleme, gin üretiminde adeta bir patlama yarattı. Öyle ki, 1688’de yaklaşık yarım milyon galon olan gin üretimi, 1720’ye gelindiğinde 2.5 milyon galona çıktı.
Üretim artarken, tahıl kıtlığı nedeniyle dönemsel kısıtlamalar getirildi. Ancak bu kısıtlamalar bile 1736 yılına gelindiğinde Londra ve çevresinde 1500’e yakın damıtım evinin bulunmasını engelleyemedi. Neredeyse her 11 eve bir damıtım evi düşüyordu. Gin üretiminin bu kadar yaygınlaşmasının bir diğer nedeni, bira satan işletmelerin aksine gin satıcılarının ruhsat alma veya konaklama sağlama gibi yükümlülüklere tabi olmamasıydı. Bu durum, küçük alanlarda dahi gin satışını mümkün kılıyordu.
Gin’in üretimi ve tüketimi hızla artarken, beraberinde ciddi toplumsal sorunlar da doğmaya başladı. 1720’li yıllarda kişi başına yılda 15 şişe gin tüketiliyordu; bu, günlük ortalama 30 ml gin anlamına geliyordu. Özellikle alt ve orta sınıf, gin’i yoğun bir şekilde tüketiyordu. Bu döneme, “Gin Çılgınlığı” (Gin Craze) adı verildi.
Kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar gin tüketiyordu. Bu durum, sağlık otoritelerini ve hükümeti endişelendirdi. Annelerin çocuklarına karınlarını doyurmak için gin verdiği iddiaları dönemin en tartışmalı meselelerinden biriydi. William Hogarth’ın ünlü gravürü Gin Lane, bu dönemin sosyal yıkımını betimleyen en güçlü kanıtlardan biri olarak gösteriliyordu. Ancak bazıları, bu tür eleştirilerin bira üreticilerinin gin’i karalamak için yürüttüğü bir kampanyanın parçası olduğunu savunuyordu.
Gin tüketimindeki artış, hükümeti çeşitli önlemler almaya zorladı. 1729 yılında, gin vergisi galon başına 2 peniden 5 şiline çıkarıldı. Sokakta gin satışına cezalar getirildi ve üreticilerin yıllık 20 sterlin ruhsat bedeli ödemesi zorunlu kılındı. Ancak bu yasa dört yıl boyunca uygulanabildi; halkın ve üreticilerin tepkisi nedeniyle daha uzun süre dayanamadı.
Yorumlar
Yorum Gönder