Yeni Dünyanın Ruhu


 
Dünya tarihine bakıldığında, içki tarihinin onun gölgesinde değil, bizzat onunla iç içe olduğu görülür. Kimi zaman savaşlar, kimi zaman ekonomik zorunluluklar, kimi zaman da keşifler içkinin kaderini belirlemiş, hatta içki, farkında olmadan büyük dönüşümlerin gizli mimarı olmuştur. Belki de bu yüzden, tarih sadece kralların, savaşların ve büyük imparatorlukların hikâyesi değil; aynı zamanda damıtma kazanlarının, fıçılarda yıllanan sıvıların ve bardakta yankılanan tatların hikâyesidir.

İstanbul’un fethi, Orta Çağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açarken, Avrupa’nın ticaret yollarını da Osmanlı kontrolüne bırakıyordu. O güne dek doğunun baharatları, ipekleri ve değerli taşlarıyla beslenen Avrupalı tüccarlar, kendilerini sıkışmış hissetti. Yeni yollar, yeni ticaret alanları aramak zorundaydılar ve gözlerini uzak diyarlara çevirdiler. Bu arayışın sonucu, tarihin en büyük keşiflerinden biri oldu: Yeni Dünya’nın bulunması. Fakat bu sadece haritaların değişmesiyle kalmadı. Aynı zamanda, bugün barların raflarını dolduran içkilerin çeşitlenmesine de yol açtı.

Amerika kıtası, tarihin en büyük keşiflerinden biri olarak anılsa da, içki dünyası için de bambaşka bir başlangıç anlamına geliyordu. İngiltere’den, İskoçya’dan ve İrlanda’dan yeni topraklara göç edenler, kendi kültürlerini beraberlerinde götürdüler. Arpa ve buğdayın kolayca yetişmediği bu topraklarda, çözümü yerel mahsuller olan çavdar ve mısırda buldular. Bu, Avrupa’dan gelen damıtma geleneğiyle birleştiğinde, yepyeni bir içki doğdu: Amerikan viskisi.

O güne dek İskoçya’nın sisli vadilerinde yıllanan malt viskiler, İrlanda’nın yumuşak taneli distile ürünleri bilinirken, Amerika, sıcakta yıllanan, mısırın tatlılığıyla beslenen, güçlü ve sert bir viski türüyle dünya sahnesine çıktı. Okyanusları aşan yolculuklar, sadece yeni topraklar kazandırmadı; aynı zamanda yeni tatlar, yeni yöntemler ve yeni alışkanlıklar da doğurdu.

Tarih, yalnızca hanedanların ve savaşların tarihi değil, bazen bir damla sıvının, bir fıçıda yıllanan ruhun da hikâyesidir. Bazen haritalar değişirken, içkiler de değişir. Yeni kıtalar keşfedilirken, içkinin karakteri de dönüşür. Dünya tarihiyle içki tarihini yan yana koyduğunuzda, bar tezgâhının ardındaki şişelerin aslında birer tarih kitabı olduğunu fark edersiniz. Ve belki de o yüzden, her yudumda geçmişin izlerini taşırız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2024 Yılının Dünyanın En İyi Barlarındaki En Çok Satan Klasik Kokteyller

Clear Kokteyller İçin Pratik Bir Yöntem

Bartenderların buz çağına gidiyoruz part 1